radyo reklamları - I

Radyo reklamı yapmak zor iştir. Bu kesin. Dinleyiciye öyle bir şekilde reklamı vermelisin ki kafasında kurabilsin, canlandırabilsin. Hatta bence basılı bir gaste reklamından bile zordur. Tabiki benim takıldığım nokta tek bir reklam üzerinde. Reklamın bir dijital fotoğraf makinası için olduğunu biliyorum ama markayı anlayamadım açıkcası. Çünkü seslendiren arkadaş birtek o kısımda ağzında geveliyor kelimeleri...

Reklamımız bir bayanın "ben çekmezsin ki" demesiyle başlıyor. Burda fotoğraf olduğunu az biraz anlıyoruz. Daha sonra yanıltıcı ama merak uyandırmaya çalışan kısım geliyor "sana kötü davransam, bir köşeye geçip konuşmasam, suratımı assam, arkadaşlarının yanında sinir davransam" gibi tümcelerle devam ediyor... Sonrasında beni çekmezsin diyor yine. Yani bir nevi dilimizin getirdikleri ve götürdükleriyle oynayan bir reklam.

Ardından erkek sesi giriyor devreye ve "çekerim canım" diyor. "Seni çekerim". Yine fotoğrafla ilgili çekime dönüyoruz ve diyor ki "çünkü bilmemne marka bilmemne modelle çekebilirim".

Ben de diyorum ki paranıza yazık. Ne komik bu reklam, ne de marka anlaşılıyor. Örneğin canon un radyo reklamı çok daha kısa ve tek bir cümle akılda kalıyor "canon ile yapabilirsiniz". Gerçi orjinali daha güzel "you can canon" ama olsun daha kısa (daha ucuz) ve daha anlaşılır. Nokta.

flash player 9

Linux işletim sistemine tamamen geçtiğim şu ayda (Suse 10.1) birüsür arama ve araştırma gerçekleştirdim. İşletim sistemiyle birlikte Flash 7 geliyor ve siz de birçok siteyi malesef görüntüleyemiyorsunuz. Genelde Flash versiyon kontrol sayfalarında takılı kalıyorsunuz. Rutin olarak girdiğim labs.adobe.com sitesinde Flash 9 Linux versiyonu gözüme çarptı. Kurulumu 1 dk bile sürmüyor. Root hakları ile indirdiğiniz dosyayı firefox plugin dizinine kopyalıyorsunuz. Bir problem daha ortadan kalkmış oldu ;)

Link : http://labs.adobe.com/technologies/flashplayer9/

retrevo

Retrevo adından anlaşılamiyacağı gibi (şayet ben bişi anlamadım adından) bir arama motoru. Google dururken neden böyle birşey yapayım derseniz retrevo nun gayesi biraz açıklayıcı olabilir. Aranacak maddelerin teknoloji ve daha çok elektronikle alakalı olduğu durumlar için geliştirildiği söyleniyor. Size öncelikli olarak aradığınız ürün/hizmetin sahibinin sonuçlarını daha sonra da o ürünle/hizmetle ilgili yorumlar, araştırmalar ve testleri çıkartıyor. Yani canon eos 300D diye arattığınızda satış reklamlı siteler değil ürünü inceleyen siteler karşınıza çıkıyor. Ayrıca sonuçları görüntülerken sitelere gitmek zorunda da değilsiniz. Preview tuşuna basarak bir ön izleme görüntülemek mümkün. Firefox için sağ üst köşe arama eklentisi yazılmış bile. Ayrıca ie 7 içinde böyle bir arama eklentisine ihtiyacınız varsa bu adresten yaratabilirsiniz. İlgilenenlere duyurulur. www.retrevo.com

ie7

internet explorer 7 çıktı. iyi etti. güzel de olmuş. gözüme çarpan ilk özellik transparan PNG desteği. uzun zamandır internet explorer için program (evet scripting de bir programlama işidir ve birçok desktop programming dilinden çok daha güzel yazılabilir) yazamıyordum bu transparan png olayı yüzünden... Birde Quick Tabs diye bir tuş gelmiş. Ctrl+Q tuş kombinasyonuyla da açılabilen bu sayfada o pencerede açtığınız "tab"ler thumbnail olarak görüntüleniyor. Malum "tab" sistemi firefox ile aynı zaten... Tabiki ie7 mi bazı testlere tabi tuttum. Bunlardan ilki kendi yazdığım sayfalardı. Az da olsa javascript hatalarıyla karşılaştım. Table düzenlemelerinde halen sorunlar var (bu durumda css diyebiliriz). Daha sonra google sistemlerine baktım. Blogger da iframe boyutlandırma hatası ilk gözüme çarpan. Birazdan spreadsheet ve writley denenecek.

kış

Kışı seviyorum. Bu fikrime katılan insan daha bulamadım... Hava soğudukça güneşin değeri artıyor ve insanlar güneşin değerini daha iyi anlıyorlar... Ve soğuk insanları birbirine yakınlaştırıyor. Belki bikinili kızlarla yakınlaşmak daha hoşuna gidiyor insanların ama kışın istemedende kafelere doluşuyoruz biraz daha sıcak bir ortamda olmak için. Bunaltan sıcaklara göre daha rahat dışarı çıkıyoruz, daha çok hemde. Evet sağanak yağmur altında yürümek çok eğlenceli olmayabilir ama çiseleyen yağmurun da tadı başka oluyor. Vapurda dışarıda durabilen insan sayısı azaldıkça sizin şansınız artıyor. Gök gürültüsü ya da sağanak yağmur şehrin berbat sesini örtüyor. Güzel yağmayı başarırsa (tabi bize izin verirsek deldiğimiz ozonumuzla) kar tüm pislikleri örtüyor. En güzeli sıcak bir kahve (belkide nescafe reklamı gibi oldu ama böyle bir niyetim yoktu) paylaşabiliyorsunuz buluştuğunuz ya da evinize gelip de mahsur kalmış arkadaş(lar)ınızla. Evet kış geldi ve ben kışı seviyorum...

turkcell-im

Bir adam vardı canı sıkılan. Turkcell-im geldi sıkıntı gitti.
Şahsen nefret ettiğim Turkcell Karaibrahimgil reklamlarından ve reklam müziklerinden sonra bu okadar güzel geldi ki... Karakterler yuvarlak kafalar olarak Avea'nın karakterlerine oldukça benziyor ama Turkcell'in karakterlerinde renk yok, daha çok guidebook lardaki çizimleri anımsatıyorlar. Hem radyo hem tv reklamları oldukça başarılı buldum ve hatta müziği dilime dolandı. Hatta fazla dolandı aklımdan çıkaramıyorum!!! Radyodaki reklam bir erkeğin ıslık çalmasıyla başlıyor daha sonra müzik ve sözler giriyor o yüzden iyice beyninize kazınıyor, sizde ıslık çalarak aynı melodiye ulaşabiliyorsunuz... Tek dikkatimi çeken nokta bir ADAM olması. Daha kadını göremedik...

apple macbook

13.3 inch parlak ekranı, intel core duo işlemcisi, 60gb den başlayan harddisk kapasitesi yanında intel çipli bütünleşik ekran kartı... Tek eksisinin bu ekran kartı davası olduğu ve fiyatının da 1099$ (amerika satış) olduğu düşünülürse aslında oldukça iyi duruyor. Ayrıca bootcamp ile windows xp de çalıştırabildiğiniz (developer lar için oldukça mantıklı bir çözüm) için iki farklı işletim sistemine tek makinada sahip olmuş oluyorsunuz. Birçok forumda Mac OS X varken windows yüklemem diyen çok insan var ama dediğim gibi en basitinden internet sitesi işinde bile internet explorer da görüntüye bakmakta yarar oluyor... www.apple.com/macbook

shit

laptopımın elektriği bozuldu... ne şarj oluyo ne de direk elektrikten çalışıyo...

askerlikten yazı geldi belgeler vs. toplayıp gitmem gerekiyo...

ubuntu linux, usr wireless usb adapter ı tanıyor ama kullanamıyorum...

ofisteki wireless accesspoint'ime şifre verdiğim zaman alet kafayı yiyo... vermezsem başkalarıda kullanıyor... bekçi gibi bağlantıları gözleyip fazlalık varsa sistemden çıkartıyorum...

hala kayak yapamadım, çatlamam an meselesi...